Not: Orijinal metin, bölümlere ayrılmış olup bu özet çeviride bu bölümler doğrultusunda bölümlere ayrılmış, birebir çeviri yerine özet çeviri şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Özet Bölümü
Finansal okuryazarlık 21. yüzyılda ülkeler tarafından yaşamsal yetenek olarak tanımlanıyor. Bu çalışmanın ortaya çıkışının ana unsuru olan Uluslararası Yetişkin Finansal Okuryazarlık Araştırması, yetişkinlerin finansal okuryazarlık hakkında bilgilendirilmelerini ve ekonomik açıdan iyi bir geleceğe sahip olmalarının sağlanması gerektiğinin altını çiziyor. Buna ek olarak çalışma, dünyadaki mevcut olaylar ve yaşanan teknolojik gelişmeler ortamında yetişkinlerin finansal açıdan dolandırıcılığa maruz kaldıklarını belirtiyor. Bu nedenle yetişkinlerin finansal okuryazarlık açısından eğitilmesi ayrı bir önem taşımakta.
Giriş
Finansal okuryazarlık programları bireylerin refah seviyelerini yükseltmekle kalmayıp bireylerin finansal düzlemde daha sağlıklı kararlar vermelerini sağlamaktadır. Finansal okuryazarlık programlarının düzenlenmesinde bireylerden toplanan veriler önemli rol sahibidir. Toplanan datalar aracılığıyla hangi alanlarda hangi kişilerin finansal okuryazarlık eğitimi ihtiyacı olduğu belirlenebiliyor ve buna uygun programlar düzenleniyor. OECD Uluslararası finansal okuryazarlık eğitim ağı (OECD/INFE) dünya genelinde finansal okuryazarlık ölçümleri ve değerlendirmeleri yapmak amacıyla kurulmuş olup bu yönde faaliyet yürütmektedir. Bu rapor, 20'si OECD Üyesi ülke olmak üzere 39 katılımcı ülke ve ekonomi bölgesinden toplanan ve 18-79 yaş arası yetişkinlerden oluşan toplam 68.826 katılımcıyı temsil eden finansal okuryazarlık verilerine genel bir bakışı ve analizi sunmaktadır.
Finansal Okuryazarlık ve Bileşenleri
Finansal okuryazarlık OECD tarafından bir kombinasyon şeklinde tanımlanmaktadır bu tanım şu şekildedir ’’Finansal farkındalık, bilgi, yetenek, tutum ve davranış sağlam finansal kararlar vermek ve sonunda finansal refaha ermek için gereklidir.’’ tanımda görüleceği üzere birden fazla birleşen söz konusudur. Finansal okuryazarlık, kişilerin finansal sistem hakkında daha çok bilgi sahibi olup yatırımları ve günlük finansal kararları konusunda daha sağlıklı kararlar vermelerini sağlar. Buna ek olarak, finansal okuryazarlık sayesinde kişilerin dolandırıcılığa maruz kalma ihtimalleri de azalır. Bu bölümde genel olarak finansal okuryazarlık seviyeleri işlenmektedir.
OECD ülkeleri ve ankete katılan ekonomi bölgelerinin ortalama finansal okuryazarlık skoru 100 üzerinde 60 olarak hesaplanmıştır, OECD ülkeleri arasında bu oran 100 üzerinden 63 olarak bulunmuştur. Minimum finansal okuryazarlık hedef skoru 100 üzerinde 70 olarak tanımlanmıştır. Ortalama olarak araştırmaya katılan tüm ülkeler ve ekonomilerden %34’ü 70 puan alarak minimum hedefi sağlamaktadır, bu oran OECD ülkelerinde %39’dur.
Finansal bilgi finansal okuryazarlığın bir parçasıdır. Bu çalışmada finansal okuryazarlık puanlamasında finansal bilgide puanlamayı etkileyen bir kriterdir. Finansal bilgi basit finansal bilgilere sahip olmak ve finansal kararlar verince bu bilgiler ışığında karar verebilmektir. Ortalama finansal bilgi puanı ekonomi bölgeleri ve OECD ülkeleri arasında 100 üzerinden 63 olarak hesaplanmıştır.
Yapılan çalışmaya göre, çoğu yetişkin enflasyonun ne olduğunu bilmekte ve kredilerin faiz hesaplamasını yapabilmekte. Katılımcı ülkelerdeki yetişkinlerin ortalama yüzde 84 enflasyonun yaşam maliyetleri ve kredilerin faiz oranları üstündeki etkisini bilmekte. Kişilerin bu bilgisine rağmen enflasyonun birikim üstündeki etkisini az bir kitle bilmekte ve sadece ortalama yüzde 63 oranında kişi paranın zaman değerini bilmekte. Yetişkinlere bileşik getiri hesaplama yöntemi sorulduğunda ise yarısından azı birleşik getiri formülünü bilmekte olduğu görüldü. Risk ve getiri ilişkisi sorulduğunda soruya yüzde 77 oranında kişinin bildiği görülmüştür. 2021-2022 verileri 2019-2020 dönemi verileriyle kıyaslandığında paranın zaman değeri ilişkisi yönünden bilgi artışı olduğu görülmüştür.
Finansal davranış finansal okuryazarlığın ikinci bileşenidir. Finansal davranış bireylerin finansal durumunu seçimleri yönünden etkiler. Bu yönüyle finansal davranış bireylerin finansal okuryazarlığı yönünden ölçülmesi gereken bir etkendir. Finansal davranışı ölçmek için para akışını takip etmek, yatırım ve uzun dönem planlaması ve para harcaması hakkında düşünmek gibi unsurlar değerlendirmede kullanılmıştır. Ortalama finansal davranış puanı katılımcı ülkeler arasında 100 üzerinde 61 olarak bulunmuştur OECD ülkeleri arasında ise bu puan 62’dir. Katılımcı ülkeler ve ekonomi bölgelerinde, minimum hedeflenen finansal davranış skoruna ulaşan yetişkin oranı yüzde 51 olarak bulunmuştur. Bu oran OECD ülkeleri arasında yüzde 52’dir. Yapılan ankete göre yetişkinlerin yaklaşık yüzde 77'si faturalarını zamanında ödüyor ve son bir yıl içinde geçimlerini sağlamak için borç almıyor. Buna ek olarak, yetişkinlerin sadece yüzde 26'sı ürünlerin fiyatlarını karşılaştırmakta ve sadece yüzde 24’ü finansal bir ürün veya hizmet satın alırken bağımsız kaynaklardan tavsiye alıyor.
Finansal tutum finansal okuryazarlığın üçüncü bileşenidir. OECD’ye göre bireyler finansal bilgi ve finansal davranışa sahip olsalarda finansal tutumları finansal kararlarını etkilemekte. Finansal tutum bölümünde bireylere sorulan para ve gelecek planlamasını ölçmek amacıyla soru ve ifadeleri içermekte. Katılımcı ülkeler ve ekonomi bölgeleri arasında finansal tutum ortalama skoru 100 üzerinden 56’dır, bu skor OECD ülkeleri arasında ise 58’dir. Finansal tutuma ilişkin üç temel soru sorulmuştur bu sorulara yanıt olarak, katılımcı ülkeler ve ekonomi bölgeleri genelinde ortalama olarak, yetişkinlerin yüzde 44’ü “Anı yaşamak ve yarını düşünmemek.” ifadesine katılmamaktadır. Tüm katılımcı ülke ve ekonomi bölgelerindeki yetişkinlerin yaklaşık yüzde 43'ü “Para harcayıp uzun vadeli yatırım yapmıyorum.” ifadesine katılmamaktadır. “Para harcanmak için vardır.” ifadesi isteğe bağlı olduğundan ve çok sayıda katılımcı ülke ve ekonomide sorulmadığından, bu ifadeye dayalı sonuçlar finansal tutum puanının hesaplanmasına dahil edilmemiştir.
Finansal okuryazarlık ve onun bileşenleri üzerine yapılan çalışma bize şunları da gösteriyor. Gelir durumu yüksek olan kişilerin finansal okuryazarlık bilgisi, gelir durumu düşük olan kesime kıyasla daha yüksektir. Eğitim seviyesi yüksek kişilerin finansal okuryazarlık bilgisi eğitim seviyesi daha aşağıda olan kişilere kıyasla daha yüksektir. Çalışan kesimin finansal okuryazarlık bilgisi çalışmayan kesime göre daha yüksek buna ek olarak serbest meslek sahipleri bağlı çalışanlara oranla daha az finansal okuryazarlık bilgisine sahiptir. Ülkeler bazında ciddi değişiklik göstermekle beraber, 18-29 yaş arası yetişkinlerin finansal okuryazarlık bilgisi 30-59 yaş arası kişilere göre daha düşüktür. Son olarak cinsiyetin finansal okuryazarlık oranı üzerinde ciddi bir rol oynamadığı görülmüştür, cinsiyete bağlı olarak yüz üzerinden 2 puan fark ile erkeklerin finansal bilgisinin kadınlara göre daha fazla olduğu görülmüştür.
Yapılan ankette, kişilerin finansal ürünlerle olan ilişkisini ölçebilmek amacıyla da birkaç soru düzenlenmiştir. Katılımcı ülkeler ve ekonomi bölgelerinde ödeme yöntemleri, kredili ürünler ve yatırım ürünleri yüksek bir oranda bilindiği görülmüştür sigorta ürünlerinin bilinirliği ise biraz farkla düşük kalmıştır. Finansal ürünlerin yüksek oranda bilinmesine rağmen finansal ürünlerin kullanımı ciddi oranda aşağı seviyelerde kalmıştır. Buna ek olarak sürdürülebilir finansal ürünlerden haberdar olan kişi oranı %20 ve bu tür ürünler kullanan kişi sayısıda katılımcı ülkeler ve bölgelerde ortalama yüzde 2’dir.
Yapılan ankette araştırılan bir diğer konu, kişilerin finansal ürün kullanımında sorun yaşayıp yaşamadığı ve dolandırıcılığa maruz kalıp kalmadığıdır. Katılımcı ülkeler ve ekonomi bölgelerinde ortalama olarak yüzde 7’lik bir kesimin banka hesabı açma talepleri red edilirken her on kişiden birinin kredi talebi reddedilmiştir. Buna ek olarak ortalama olarak yüzde 15 oranında kişi en az bir kere finansal dolandırıcılığa maruz kalmıştır. Katılımcı ülkeler ve ekonomi bölgelerinde finansal dolandırıcılığa maruz kalmış yaklaşık her üç kişiden ikisi, finansal okuryazarlık bilgisi yönünden minimum finansal okuryazarlık bilgisi skorunu karşılamamakta. Bu sonuç, finansal okuryazarlık seviyelerini iyileştirme çabalarının, bireylerin finansal dolandırıcılık ve sahtekarlıklardan korunmaları için bilgi, beceri ve davranışlar edinmelerine de yardımcı olabileceğini gösteriyor.
Dijital Finansal Okuryazarlık
Bu bölümde ortalama dijital finansal okuryazarlık skoru katılımcı ülkeler ve ekonomi bölgelerinde, 100 üzerinden 53 olarak bulunmuştur OECD ülkeleri arasında ise bu skor 55’tir. Buna ek olarak minimum dijital okuryazarlık skoru olan 70 puanı karşılayan kişi oranı katılımcı ülkeler ve ekonomi bölgelerinde yaklaşık olarak %29’dur bu oran OECD ülkelerinde ise %34’tür. Dijital okuryazar oranının yüksek eğitimli ve geliri yüksek bireyler arasında eğitim seviyesi ve geliri düşük kişilere göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Son olarak dijital finansal ürün kullanan kişilerin yaklaşık %38’inin minimum dijital okuryazarlık skorunu karşıladığı görülmüştür.
Finans sektörünün ürünleri ve hacmi dünyada ki gelişmelerle beraber daha da genişlemiştir. OECD/INFE’nin finansal okuryazarlık anketleri dijital finansal ürün kullanımını ve dijital finansal okuryazarlık bilgisini de ölçmeye yönelik olarak değiştirilmektedir. Dijital okuryazarlık minimum hedef skoru bu kısımda da 100 üzerinden 70 olarak baz alınmıştır. Dijital okuryazarlık oranını ölçmeye ilişkin bir soruda ‘Şifre bilgilerini yakın arkadaşlarını veya aile bireylerinizle paylaşıyor musunuz?’ Ortalama olarak %86 oranında kişi paylaşmıyor OECD ülkelerinde ise bu oran %87. Katılımcılara sorulan bir başka soru ise ‘Finans bilgilerini halka açık şekilde online olarak paylaşıyor musunuz?’ Bu soruya yanıt olarak katılımcıların %81 paylaşmadığını belirtmiştir bu oran OECD ülkelerinde %83’tür. Bir başka soru ise ‘Halka açık Wi-Fi ler aracılığıyla alışveriş yapmayı güvenli buluyor musunuz?’ olmuştur, katılımcıların yaklaşık %49’u güvenli bulmadığını belirtmiş OECD ülkelerinde bu oran %50 olmuştur.
Dijital finansal okuryazarlık bağlamında yapılan araştırmaya genel anlamıyla baktığımızda temelde 3 unsurun dijital finansal okuryazarlık seviyesi üzerinde etkisi olduğu görülmekte bunlar eğitim, yaş, gelir durumu. Dijital finansal okuryazarlığın bir başka ölçme yöntemi ise teknolojik cihaz ve online finansal hizmet kullanımı ile ölçülmesidir. Yapılan araştırmaya göre bilgisayar kullanımı telefon kullanımına göre ciddi oranda düşük kalmaktadır. Çalışmanın kripto birimlerine ilişkin kısmına değinecek olursak. Kripto birimlerinden haberdar olan kişi oranı katılımcı ülkeler %41’dir. Bu oran OECD ülkeleri arasında %49’dür. Kripto birimlerinden haberdar olan kişi sayısına oranla bu kripto birimlerini elinde tutan kişi sayısı ise hayli düşük kalmakta. Ortalama olarak elinde kripto varlık bulunduran kişi sayısı oranı katılımcı ülkeler ve ekonomi bölgelerinde %3.2 olarak bulunmuştur bu oran OECD ülkeleri arasında %3.8’dir.
Katılımcı ülkeler ve ekonomiler genelinde ortalama olarak, finansal ürün ve hizmetleri online yöneten yetişkinlerin %38'i dijital finansal okuryazarlık konusunda minimum hedef puana ulaşmıştır.
Finansal Refah
Bu bölüme başlamadan önce bu kısma ilişkin temel sonuçları sizlerle paylaşacağız. Katılımcı ülkeler ve ekonomi bölgelerinde finansal refah skoru ortalama olarak 100 üzerinden 42 bu skor OECD ülkelerinde 47’dir. Finansal dayanıklılık skoru ise katılımcı ülkeler ve ekonomi bölgelerinde 100 üzerinden 46’dır OECD ülkelerinde 52 olarak bulunmuştur. Finansal dayanıklılığı açıklayacak olursak, beklenmedik finansal harcalamaları ekonomik yönden zora düşmeden atlatmak şeklinde tanımlayabiliriz. Finansal refah gelir durumuyla doğrudan alakalıdır ve araştırmada gelir durumu düşük olan kesim ile yüksek olan kesim arasında gelire bağlı olarak 20 puan fark oluşmaktadır bu fark OECD ülkelerinde 22’dir. Gelirle ilişkili finansal dayanıklılık skorundaki farklılıklar finansal refahtan daha da yüksektir katılımcı ülkeler ve ekonomi bölgelerinde ortalama olarak, yüksek gelirli yetişkinler düşük gelirli yetişkinlerden 23 puan daha yüksek bir finansal dayanıklılık skoruna sahiptir bu skor OECD ülkeleri arasında ortalama 25 puandır. Son olarak minimum finansal okuryazarlık skorunu karşılayanlar finansal refah yönünden ortalama 10 puan daha fazla almaktadır buna ek olarak bu kişilerin finansal dayanıklılığı daha yüksek olmaktadır.
Dünyadaki yaşanan olaylar ile beraber özellikle Covid-19 gibi durumlarda kişilerin yaşamlarını idame ettirmeleri sağlayabilecek miktarda finansal dirençlerinin olmasının önemi anlaşılmış durumda. OECD/INFE birimi tarafından hazırlanan bu anket finansal refah seviyesini ölçmek ile kalmayıp ileride alınabilecek önlemlere ilişkin de yol gösterici olmakta. Ankette 12 soru finansal refahı ölçmek için tasarlanmıştır. Bu 12 sorudan 4 tanesi finansal dayanıklılık ile ilişkili ve objektif sorulardan oluşmakta. Bu sorular kişilere ana gelir kaynaklarını kaybetmeleri halinde 12 ay boyunca kimseden borç almadan veya hayat standartlarında ciddi değişiklik yapmadan geçinebilip geçinemeyeceklerine ilişkin. 12 sorudan 8 tanesi ise finansal refah hakkında subjektif sorulardan oluşmakta. Bu sorulardan bazıları finansal durumlarından memnun olup olmadıklarına, çok fazla borçlu hissedip hissetmediklerine ve yaşam masrafları için endişelenip endişelenmedikleri hakkındadır.
2019-2020 döneminde yapılan ankette 3 ay boyunca ana gelir kaynağınız olmadan geçinebilir misiniz sorusuna verilen olumlu yanıt oranı, 2022-2023 yılında yapılan ankete göre azalmış durumda.
Politika Önerileri
Temel olarak raporun ortaya çıkardığı sonuçlar olarak şu hususları söyleyebiliriz. Finansal okuryazalık skoru katılımcı ülkeler ve ekonomi bölgelerinde 100 üzerinden 60 olarak bulunmuştur ve bu finansal okuryazarlık seviyesinde artış oluşabilecek bir alanın olduğunu götermektedir. Bir diğer sonuç, dijital finansal okuryazarlık seviyelerinin, dijital finansal hizmetlerin yarattığı fırsatlar ve riskler bağlamında yeterli olmayabileceğidir. Son olarak diğer temel sonuç, Finansal okuryazarlık seviyesi yüksek olan kişilerin finansal refahının ve direncinin diğer katılımcılara göre daha yüksek olduğu. Bu temel sonuçlar doğrultusunda finansal okuryazarlığı arttırmaya yönelik olarak bazı tavsiyelerde bulunulabiliriz.
Basit düzeyde finansal bilgilendirmelere devam edilmesi ve kişilerin bu yönde eğitilmesinin, kişilere daha sağlıklı finansal kararları verme konusunda olumlu etkisi olacaktır. Finansal davranış ve tutumu geliştirmek kişilerin finansal refahını artırmaya yönelik olumlu etkisi olacaktır ve bununla kısıtlı kalmayıp piyasaya da rekabet açısından olumlu etkisi olacaktır. Dijital finansal okuryazarlık bilgisi dijitalleşen finans sektörüyle beraber arttırılması tavsiye edilmektedir. Eğitim düzeyi, gelir durumu gibi özelliklerin finansal refah seviyesi üzerinde ciddi etkisi görülmüştür bu yönüyle eğitim seviyesi ve gelir durumu düşük grupları finansal okuryazarlık yönünden geliştirmeye yönelik politikalar geliştirilebilinir. Son olarak finansal okuryazarlık verilerinin toplanmasına devam edilmesi ve kişilerin finansal refahının bu veriler doğrultusunda geliştirilmesinin desteklenmesi tavsiye edilir.
OECD
Özet Çeviri: Muhammed Serhat Keskin
FODER Gönüllüsü