Son yıllarda artan teknolojik gelişmelerle beraber özellikle teknoloji devi şirketlerde yeni atılımlar görüyoruz. Bu atılımlarla gelen başarılar da dikkat çekmeye ve çok konuşulmaya başlandı. Şirketler birbirleriyle yarışırken bankacılık sektörü de bir dönüm noktasında. Ünlü danışmanlık şirketlerinden biri olan McKinsey & Company’nin 2022’de yayınlanan raporuna göre yıllardır alışageldiğimiz “geleneksel” bankaların avantajlı yönleri olsa da teknoloji odaklı değişim sürecinde bazı değişiklikler yapmaları gerekiyor. Yayınlanan rapora göre gelecekte başarılı olacak olan bankalar geleneksel operasyon modellerinden uzaklaşmayı başaranlar olacak. Dijitalleşen bir bankacılık sektörünün farklı faydaları da olacak. Örneğin dijitale geçiş, müşterilere hizmet vermede daha kaliteli süreç yaratmayı sağlayabilir. Bankaların çalışma süresi kısıtlaması olmadan hızlı ve etkin bir şekilde işlemler halledilebilir. Ek olarak artan teknolojik imkanlar sayesinde müşterilerden alınan bazı ücretler veya oranları daha aza indirilebilir. Aynı zamanda bireyler kendi hesapları ve yaptıkları işlemler üzerinde daha çok kontrol sahibi olup kişiselleştirilmiş bir bankacılık deneyimi yaşayabilirler.
Bu sebeplerden ötürü geride kalmak istemeyen bankaların şimdiden hazırlanmaya başlamaları gerek. Dijitalleşme sürecindeki en önemli adım bankaların olabildiğince hızlı şekilde çağın ihtiyaçlarına cevap verebilme yeteneği olacak. Çağa ayak uydurmak için de trendleri doğru şekilde anlayabilecek ve daha sonra bu trendleri doğru kararlarla uygulayabilecek bir işgücü gerekli.
Bu aşamada sözünü ettiğimiz son trendleri uygulayabilecek iş gücü çoğunlukla gençler olarak düşünülse de bahsettiğimiz değişim sürecinde bankacılık sektörünün gittikçe dijitalleşmesiyle beraber her yaştan bireyin buna uyum sağlayabilmesi de önemli olacak. Bankacılık denilince akla ilk gelen konulardan biri olan doğru bütçe yönetimi, teknoloji her ne kadar değişse de bireyler için gerekli olmaya devam edecek. Bu sebeple bütçe yönetiminde önemli bir paya sahip olan finansal okuryazarlığın artmaya devam etmesi gerekmekte.
Yetişkinler özelinde bakıldığında bireylerin ve ailelerin karar alma sürecindeki finansal yetkinlikleri, artan borçlanmanın önlenmesinde ve sağlıklı finansal kararlar alıp gereğinden fazla harcama yapmama da önemli bir paya sahip. National Bureau of Economic Reasearch (NBER)’de yayınlanan bir makaleye göre artan finansal okuryazarlık bilgisinin pozitif sonuçları olduğu ve bunun finansal piyasalara katılımı arttırdığı ortaya konuldu. (Klapper vd., 2012). Özellikle son yıllardaki finansal ürün çeşitliliğindeki artış ve ülkemizde çocuk ve gençlere yönelik kişisel finansı yönetme amaçlı eğitimlerin eksikliği beraber değerlendirildiğinde finansal okuryazarlık çok daha önemli bir hale geldi. Teknolojik yenilikler finansal okuryazarlığı geliştirmekte bizlere yardımcı olabilir. İnternete ve çeşitli cihazlara artan erişim sayesinde kaynaklara ulaşım daha kolay bir hale geldi. Bu sebeple bireylerin farkındalığını artıracak çalışmalarla desteklendiği sürece dijitalleşme finansal okuryazarlığa katkı sağlayabilir. Burada unutulmaması gereken en önemli nokta dijitalleşme sürecinde artan imkanlar sayesinde kulaktan dolma bilgilerle finansal kararlar almak iyi sonuçlar vermeyebilir. Bu sebeple bireylerin araştırmalarını iyi bir şekilde yapmaları gerekli. Artan imkanlar iyi şekilde kullanıldığı takdirde kurumlar ve sivil toplum kuruluşları finansal okuryazarlığı herkese yaymakta başarılı olabilir ve bütçesini daha iyi yöneten bireyleri geleceğe kazandırabilir.
Tuana Atak
FODER Gönüllüsü
KAYNAKÇA
https://www.mckinsey.com/industries/financial-services/our-insights/the-future-of-banks-a-20-trillion-dollar-breakup-opportunity
https://www.nber.org/system/files/working_papers/w17930/w17930.pdf